Filtrer par genre

Ah Bu Şiirler

Ah Bu Şiirler

Enes Kolan

Uzun bir yolculuğun sonu için bir başlangıç bu.

17 - Cahit Zarifoğlu - Anılar Defterinde Gül Yaprağı
0:00 / 0:00
1x
  • 17 - Cahit Zarifoğlu - Anılar Defterinde Gül Yaprağı

    #cahitzarifoğlu #şiir #yorum



    Anılar defterinde gül yaprağı

    Gibi unutuldum kurudum

    Başıma düşmüş sevda ağı

    Bir başıma tenhalarda kahroldum

    Sen kimbilir, rüzgârlı eteklerinle

    Kimbilir hangi iklimdesin, ben

    Sensiz bu sessizlikle

    Deli gibiyim sensiz

    Bu sessizlikle


    Ayrılıkla başım belada

    Gözlerini çevir gözlerime

    Yoksa sensiz bu sessizlikle

    Deliler gibiyim

    Sensiz bu sessizlikle


    Şiir: Cahit Zarifoğlu

    Yorum: Enes Kolan

    Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=sJNE5I88UcE&pp=ygUKc2lpciBrZW1hbg%3D%3D


    Tüm eserlerin hakları ilgili sahiplerine aittir. Hobi amaçlı yapılmış olup, gelir iddiası bulunmaz.



    ---


    anılar defterinde gül yaprağı,

    anılar defterinde gül yaprağı fon müziği,

    anılar defterinde gül yaprağı gibi yedi güzel adam,

    anılar defterinde gül yaprağı cahit zarifoğlu,

    anılar defterinde gül yaprağı gibi,

    anılar defterinde gül yaprağı şiiri,

    anılar defterinde gül yaprağı şarkı,

    anilar defterinde gul yapragi yedi guzel adam,

    yedi güzel adam anılar defterinde gül yaprağı,

    cahit zarifoğlu anılar defterinde gül yaprağı fon müziği,

    cahit zarifoğlu anılar defterinde gül yaprağı

    Tue, 17 Sep 2024 - 01min
  • 16 - Sezai Karakoç - Liliyar

    #liliyar #şiir #sezaikarakoç
    Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
    Altın saçlarını yana atışı yok mu Lilinin
    Lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
    Lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
    Kuklalar titremesin ne yapsın
    Adam konuşmasını bilmezse ne yapsın
    Kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Lilinin çekip gideceği besbelli
    Lilinin dönüp geleceği besbelli
    Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris'nin
    Sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte Lili
    Ekmek ne kadar Allahınsa Lili de o kadar Allahın Lili
    Yüzün ruhun kadar aydınlık ya Lili
    Gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya Lili
    Anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
    Olamaz Üsküdardan geçeriken bulduğun mendil
    -Bizi bırakıp nereye gidiyorsun Lili
    Demek bizi bırakıp gidiyorsun Lili
    Sen daima güzeller güzelini bulursun Lili
    Sen istesen de taş yürekli olamazsın
    Sen daima güzeller güzeli olursun Lili
    Demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
    Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
    Öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü Lili
    Tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
    Sen daima Sultanlar Sultanı olursun Lili
    Demek sen gidiyorsun Lili
    Bizi öpmeden mi gideceksin Lili
    Lilinin güneşin altında duruşu yok mu
    Perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
    Eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
    Çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
    Yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
    Uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu
    Lilinin bir tavşan gibi koşuşu
    Keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
    Adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
    Lilinin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu
    Ben konuşmasını bilmem Lili
    ------
    siir: sezai karakoc
    muzik: ‬ autumn leaves piano
    yorum: enes kolan


    Hobi amacli uretilmis olup urunlerin haklari ilgili sahiplerine aittir, hak iddia edilmez.
    -----
    sezai karakoç liliyar,
    sezai karakoç liliyar ismet özel,
    lili kheradmand,
    lili boniche,
    lili yar,
    lili şiiri

    Tue, 27 Aug 2024 - 03min
  • 15 - Bülent Parlak - Bilinmeyen Aranırken

    #bulentparlak #siir #yorum #eneskolan


    Bülent Parlak - Bilinmeyen Aranırken

    ben sadece seni sevmeyi çok iyi bildim uykumu sallandırırken darağacında ve başrolde bir tüfenk sekerek bir yenilgiden diğerine zafer zannedilen üstelik uzaklarda yaşlanırken Benim en güzel mesleğimdir seni sevmek. Balkonda Kendiliğinden sönmüş bir sigaranın yanında buldular beni Senin hatrına uçarken kuşlar Hem üşenmiş hem vakti geçmiş göç mevsiminin Dudaklarından aşağı süzülüyordu yâr üstüne yâr sevmek Alnında vedaya hazırlanmış bir perde Seni huzuru arayan yağmalanmış bir hayatı ararken sevdim Öptüğü her şeye az önce kırılmış bir çocuk gibi Eşyasız bir odada çıkan o ses gibi Çekingen ve cesur Budanmış ama gümrah Kimsenin adımlarına sığmazken yetişmeye çalışmak Kilim yıkayarak şenlenen bir ırmak gibi sevdim Senin saçlarını fotoğraflarda ellerimle taradım Kursağımda benimle kendim arasında geçen bir mesele kaldı Avluda baş gardiyanın gölgesi Bir evimiz vardı ama gidecek hiçbir yerimiz yoktu Bir de Bazen insanı sadece anlayan o yağmur Ben sadece seni sevmeyi çok iyi bildim Uykumu sallandırırken darağacında ve Başrolde bir tüfenk Sekerek bir yenilgiden diğerine zafer zannedilen Üstelik uzaklarda yaşlanırken -------------

    siir: bulent parlak

    muzik: piano d

    yorum: enes kolan


    Hobi amacli uretilmis olup urunlerin haklari ilgili sahiplerine aittir, hak iddia edilmez.

    Tue, 30 Jan 2024 - 02min
  • 14 - Sezai Karakoç - Köşe

    #şiir #yorum #sezaikarakoç #köşe
    Şiir: Sezai Karakoç
    Müzik: Hüzün Çiçekleri
    Yorum: Enes Kolan
    Köşe
    1.
    Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
    Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
    Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
    Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir
    Sen kaç köşeli yıldızsın
    Fabrika dumanlarında resmin
    Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun
    Hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi
    Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun
    Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
    Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
    Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana
    Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim
    Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
    Sen kaç köşeli yıldızsın
    (1954, Nisan)
    2.
    Evlerinin içi ayna döşeli
    Ayna hâtıra gözler ve sevmek
    Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli
    Bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek
    Ayna hâtıra gözler ve sevmek
    Evlerinin içi kabartma bahar
    Köşelerinde keklik gibi bakıp duran saksılar
    Halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar
    Siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar
    Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar
    Evlerinin içi yeni güllerden
    Görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren
    Sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka
    Beni katil suların ortasına bıraka
    Katil sular güneşi gözlerinden götüren
    Evlerinin içi gurur döşeli
    Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli
    (1954, Mayıs)
    3.
    Sen geldin ve benim deli köşemde durdun
    Bulutlar geldi ve üstünde durdu
    Merhametin ta kendisiydi gözlerin
    Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
    Bulutlar geldi altında durduk
    Konuştun güneşi hatırlıyordum
    Gariptin yepyeni bir sesin vardı
    Bu ses öyle benim öyle yabancı
    Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı
    Dişlerin öpülen çocuk yüzleri
    Güneşe açılan küçük aynalar
    Sert içkiler keskin kokular dişlerin
    İçinden geçilen küçük aynalar
    Ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı
    İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
    Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
    Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı
    Sen geldin benim deli köşemde durdun
    Bulutlar geldi üstünde durdu
    Merhametin ta kendisiydi gözlerin
    (1954, Mayıs)
    4.
    Taşların ortasında Leylâ'nın gözleri
    Leylâ köşe köşe göz göz şiirin ortasında
    Ben Leylâ'yı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri
    Leylâ ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında
    Ben Leylâ gibi güneş doğarken uyanamam
    Şehir gece gündüz benim içime uyur
    Leylâ'yı götürüp Londra’nın ortasında bıraksam
    Bir bülbül gibi yaşamasını değiştirmez çocuktur
    Leylâ diyorsam kesik yanaklarıyla Leylâ
    Üç köşeli dünyasıyla
    Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla
    Leylâ diyorsam şu bizim gerçek Leylâ
    Biz seni işte böyle seviyoruz Leylâ
    O gitti bize ağlamak kaldı kala kala
    (1954, Aralık)
    5.
    Beni yeraltı sularına karşı iyi savun
    Tırnağını taşa sürten yitik keçilere karşı
    Bu çeşmenin üç köşesinden hangisinden su içecek
    Senin bahtsız ve mesut Eyyub'un
    Atların en güzel biçimini sessizce kalbime indiriyor
    İçimde İstanbul çalkanırken bozbulanık çeşme
    Bir dans için can vermeğe hazır bekliyorum
    Sen orda gelirayak kuklalara insan gibi konuşmasını öğretme
    Su akıyor birikiyor kan lekeleri
    Kurtulsam diyorum bir eser buna engel
    Öyle büyüyor öyle çoğalıyorsun
    İstanbul kalmıyor
    Hangi köşesinde huzur o köşesinde sen
    Hangi köşesinde yeni çağlara uygun odalar
    Ben bölünmez bir şairsem
    Sen bölünmez bir anne
    Bir çeşme
    (1956, Haziran)
    Sezai Karakoç
    Şiir, müzik ve yorum hak sahiplerine aittir.

    Thu, 20 Apr 2023 - 05min
  • 13 - Sezai Karakoç - Mona Rosa


    Mona Rosa


    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. 

    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.

    Kanadı kırık kuş merhamet ister. 

    Ah senin yüzünden kana batacak. 

    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.


    Ulur aya karşı kirli çakallar, 

    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.

    Mona Rosa bugün bende bir hal var. 

    Yağmur iri iri düşer toprağa,

    Ulur aya karşı kirli çakallar.


    Açma pencereni perdeleri çek, 

    Mona Rosa seni görmemeliyim.

    Bir bakışın ölmem için yetecek. 

    Anla Mona Rosa ben bir deliyim. 

    Açma pencereni perdeleri çek.


    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi, 

    Bende çıkar güneş aydınlığına.

    Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi. 

    Seni hatırlatır her zaman bana.

    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.


    Zambaklar en ıssız yerlerde açar 

    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.

    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, 

    Işıksız ruhumu sallar da durur.

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar.


    Ellerin, ellerin ve parmakların 

    Bir nar çiçeğini eziyor gibi.

    Ellerinden belli olur bir kadın, 

    Denizin dibinde geziyor gibi.

    Ellerin, ellerin ve parmakların.


    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. 

    Saat onikidir söndü lambalar

    Uyu da turnalar girsin rüyana, 

    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.


    Akşamları gelir incir kuşları, 

    Konarlar bahçemin incirlerine.

    Kiminin rengi ak kiminin sarı. 

    Ah beni vursalar bir kuş yerine.

    Akşamları gelir incir kuşları.


    Ki ben Mona Rosa bulurum seni 

    İncir kuşlarının bakışlarında.

    Hayatla doldurur bu boş yelkeni. 

    O masum bakışların su kenarında.

    Ki ben Mona Rosa bulurum seni.


    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa. 

    Henüz dinlemedin benden türküler.

    Benim aşkım uymaz öyle her saza. 

    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.


    Artık inan bana muhacir kızı, 

    Dinle ve kabul et itirafımı. 

    Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı 

    Alev alev sardı her tarafımı.

    Artık inan bana muhacir kızı.


    Yağmurdan sonra büyürmüş başak, 

    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.

    Bir gün gözlerimin ta içine bak 

    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.

    Yağmurdan sonra büyürmüş başak.


    Altın bilezikler o kokulu ten 

    Cevap versin bu kuş tüyüne.

    Bir tüy ki can verir gülümsesen, 

    Bir tüy ki kapalı geceye güne.

    Altın bilezikler o kokulu ten.


    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. 

    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.

    Kanadı kırık kuş merhamet ister, 

    Ah senin yüzünden kana batacak. 

    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.  

    ----------------------------

    #siir #muzik #yorum #monarosa #sezaikarakoc #sedatanar #eneskolan


    Şiir: Sezai Karakoç

    Müzik: Sedat Anar - Beklemek

    Yorum: Enes Kolan

    Hobi amaçlı yapılmış olup gelir kaygısı beklenmez. Şiir, müzik ve yorumun telif haklarını sahiplerine aittir; hak iddia edilemez.

    Sun, 12 Mar 2023 - 04min
Afficher plus d'épisodes